Yavuz Gezer

İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY

Yavuz Gezer

İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY

 Bir önceki yazımda Mehmet Akif Ersoy'un Ankara'ya geldiği ve Hacı Bayram Veli Camii'nde vaazlar verdiğini ifade etmiştim.
Mehmet Akif, Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'nda yenik sayılmasıyla Anadolu'nun galip devletler tarafından işgali sonrası başlatılan Milli Mücadele'ye etkin olarak katıldı. Bir yandan şiir ve yazılarıyla halkı Milli Mücadele'ye katılmaya ikna etmeye çalışırken, diğer yandan Eskişehir, Bursa, Sandıklı, Dinar  Afyon, Antalya , Konya, ve Kastamonu gibi farklı il ve ilçelerde camilerde halka vaazlar verdi, cephede ise askerlere Milli Mücadele'yi destekleyen konuşmalar yaptı.


Mehmet Akif'in, Ankara'ya giderek Kuvayi Milliye'ye katılmış olması, bütün millet üzerinde çok müspet bir te'sir uyandırmıştır. Mehmet Akif'in imanı ,itidali ve akl- ı selimi ile o ağır şartlarda mümkün olan en meşru, makul ve doğru olan kararı vereceğine güvenildiği için, onun bu harekete katılarak, onaylamış olması Milli mücadelenin Birinci Dünya Harbine katılışımız gibi "ittihatçıların sonu kötü bitecek bir macerası "olacağından korkan ve devlete karşı isyan olduğunu düşünerek samimiyetinden şüphe eden birçok kimseyi tatmin etmiş ve onların da maddi manevi güçleriyle mücadeleye katılmalarını sağlamıştır .

18 Eylül 1920 tarihinde açılan milli marş güftesi yarışmasına konulan mükafatın kaldırılması şartıyla gönderdiği ve " Kahraman Ordumuza"  ithaf ettiği şiiri ,(ilk yazımda da belirttiğim gibi ) 724'ü  aşkın şiirden bağımsız olarak, ebedi "İSTİKLALMARŞIMIZ" ilan edildi (12 MART 1921 İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY)
Kanunen kaldırılması mümkün olmayan para mükafatı da Mehmet Akif merhum tarafından, fakir İslam kadın ve çocuklarına iş öğreterek sefaletlerine nihayet vermek amacıyla kurulan Darü'l- Mesai adındaki hayır cemiyetine bağışlandı.
Mehmet Akif bu şiiri kitabı Safahat'a ;"O benim değil, milletimindir!" diyerek koydurmadı ve İstiklal Marşı için "Acaba yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı," diye sorulduğunda; "O şiir bir daha yazılamaz, onu ben de yazamam, onu yazmak için o günleri görmek  o günleri yaşamak lazım. Allah ,bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın."  Diye cevap verir.

İstiklal Marşı'nın her mısrası çok büyük ve derin anlamlar taşır. Özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın adeta vurgusu olan son beş mısrayı gelin hep birlikte açalım ve anlamaya çalışalım.
Şairin ve Türk milletinin özgürlük aşkı "İstiklal Marşı'nın "bu son  beş mısraında tekrarlanır .
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilâl 
Olsun artık dökülen kanlarımızın hepsi helâl 
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin İSTİKLÂL 
Bu mısralar özgürlüğün eskiden beri Türk halkının yaşam biçimi ve hakkı olduğunu, özgürlüğün simgesi olan ve rengini şehitlerin kanından alan bayrağa özgürce dalgalanmak yakışacağının ifadesidir .Bu mısralar Türk halkının özgürlüğü kendisine yaşam tarzı olarak benimsediğini ve hiçbir şeye değişmeyeceğini de ima eder.


"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" sözünde özgürlük ve bağımsızlığı kişiliğinin temel ilkesi olarak gören ve Ulusal Kurtuluş savaşımızın öyküsü olan Nutuk'ta "Temel ilke, Türk Ulusu'nun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır .Bu ancak bağımsız olmakla sağlanabilir .Ne kadar zengin ve gönençli olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak durumunda kalmaktan kendini kurtaramaz. Yabancı bir devletin koruyuculuğunu istemek insanlık niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlüğü ve beceriksizliği açığa vurmaktan başka bir şey değildir .Gerçekten bu aşağılık duruma düşmemiş olanların isteyerek başlarına yabancı bir yönetimi getirmeleri hiç düşünülemez. Oysa Türk'ün onur'u ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Öyleyse "ya İstiklal ya ölüm sözlerine" yer veren Mustafa Kemal Atatürk de marşın en çok son iki mısraını beğenir. 12 Mart toplantısında ön sırada oturan Mustafa Kemal Paşa'nın büyük bir heyecan içinde ve ayakta alkışlayarak şiiri dinlediği ve beste çalışmalarının yapıldığı günlerde etrafındakilere marşın en beğendiği yerinin;
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır Hâkk'a tapan milletimin İSTİKLÂL! mısraları olduğunu söylediği kaynaklarda belirtilir .Yüce  önder Mustafa Kemal Atatürk'ten aktarılan bu sözler Bilge Kağan'dan Mustafa Kemal'e uzanan çizgide Mehmet Akif'in onlarla aynı safta bulunup vatan ve hürriyet hakkında benzer görüşleri savunduğunu düşündürür...

Gelecek yazımda Mehmet Akif'in Atatürk'le kesiştiği  ve Atatürk ile Mehmet Akif arasındaki ilişkinin nasıl spekülasyonlarla  ayrıştırıldığını izah etmeye çalışacağım.

Türk ve İslam Aleminin Ramazan Bayramı kutlu olsun.


Kaynakça :
Mehmet Akif Ersoy: Safahat . Bas. Haz.Nebil Fazıl Alsan, Akpınar Yay.1.  bs. İst. 1987 
Mehmet Akif Ersoy: Safahat , neş.haz.M. Ertuğrul Düzdağ, Çağrı Yay. İst. 2007 
Mehmet Kaplan; Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar 2, Dergah Yay. 1.bs., İst. 1987
DİA,TDV. Yay. C 28, Ankara 2003 s. 433
Doçent Doktor Kazım Yetiş :Mehmet Akif'in  Sanat ,Edebiyat ve Fikir Dünyasından Çizgiler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Nutuk (söylev) Örgün Yay. 1. basım İst. 1980
Açıklamalı Mehmet Akif Külliyatı Haz. İsmail Hakkı Şengüler, Hak Yay.  C 1-10 ,7. bs İst. 2000

Yazarın Diğer Yazıları