Esra Ser

Resneli Niyazi Bey ve ' Geyik Muhabbeti'nin Hikayesi

Esra Ser

Resneli Niyazi Bey ve “Geyik Muhabbeti”nin Hikâyesi

Osmanlı subayı Resneli Niyazi Bey, tarihe adını “Geyikli Niyazi” olarak da yazdırmış önemli bir isimdir. 1873 yılında Manastır’a bağlı Resne kasabasında doğmuş, Harbiye Mektebi’ni bitirerek teğmen rütbesiyle 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’na katılmıştır. Savaşta büyük kahramanlıklar göstererek üsteğmenliğe yükselmiştir.

Balkanlar’da Sırp ve Bulgar çeteleriyle göğüs göğse çarpışarak ün kazanan Niyazi Bey, vatanseverliği ve cesaretiyle halkın sevgisini kazanmıştı. O kadar ki, şapkasının üzerine “Vatan Fedaisi” yazdırıyordu. Sadrazamın 13 yaşındaki oğluna da aynı unvanın verilmesini içine sindiremediği için kendisine teklif edilen “Padişah Yaveri” unvanını reddetmişti.

Resneli Niyazi, evladı gibi sevdiği geyiğiyle birlikte dolaştığı için halk arasında “Geyikli Niyazi” olarak da anılıyordu. 3 Temmuz 1908’de, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin amacı doğrultusunda 200 fedaisiyle dağa çıkarak Sultan II. Abdülhamit’in istibdat rejimine karşı başkaldırdı. Enver Bey ile birlikte “Hürriyet Kahramanı” olarak anılmaya başlandı. Bu isyanın sonucunda Sultan II. Abdülhamit, 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet’i ilan etmek zorunda kaldı.

Hürriyet Kahramanı İstanbul’da

“Kahraman-ı Hürriyet” unvanıyla dağdan kente inen Resneli Niyazi, halkın büyük coşkusuyla karşılandı. Ancak kısa bir süre sonra, 1909 yılında Osmanlı tarihinin en çalkantılı olaylarından biri olan 31 Mart Ayaklanması patlak verdi. Ayaklananlar, günlerce İstanbul sokaklarında mektepli subayları hedef alarak çok sayıda kişiyi katletti.

Bu durum karşısında Selanik’teki 3. Ordu bünyesinde bir Hareket Ordusu kuruldu ve isyanı bastırmak üzere İstanbul’a doğru yola çıktı. Resneli Niyazi de fedaileriyle birlikte bu orduya katıldı—tabii ki geyiği de yanındaydı.

“Geyik Muhabbeti” Deyimi Nasıl Ortaya Çıktı?

İstanbul’a geldiğinde, Niyazi Bey’in geyiği başlı başına bir olay haline geldi. Basın, siyaseti ve 31 Mart Ayaklanması’nı bir kenara bırakıp, günlerce Niyazi Bey’in geyiğini haber yapmaya başladı. Günümüzde magazin basınının ünlüleri takip etmesi gibi, o dönemde de gazeteler Resneli Niyazi’nin geyiğine yoğun ilgi gösterdi.

O kadar çok geyik haberi yapılmaya başlandı ki, bazı çevreler bu duruma tepki göstererek “Yeter artık bu geyik muhabbeti!” diye yakınmaya başladı. İşte o günden sonra, bugün hâlâ kullandığımız “geyik muhabbeti” deyimi dilimize yerleşmiş oldu.

Resneli Niyazi Bey, yalnızca Osmanlı tarihinin önemli bir figürü değil, aynı zamanda Türkçeye yerleşen bu meşhur deyimin de kahramanıdır.

Yazarın Diğer Yazıları