
Sizinki ne kadar çıktı? Kurbanınız mübarek olsun!
Doç. Dr. Birol Azar
Sizinki ne kadar çıktı? Kurbanınız mübarek olsun!
Kurban, kadim zamanlardan beri neredeyse tüm inançlarda değişik şekillerde karşımıza çıkmakta etrafında ritüelleroluşarak insanı yaratıcıya yaklaştırdığına inanılmaktadır. İnsandan tutun da hayvana, eşyaya kadar pek çok şey kurban edilmekte bir nevi gelebilecek olan kötülüklerin önüne geçilmek için yaratıcıya bağlılık bildirilmektedir. Eski Türklerde daha çok kansız kurban tercih edilirken kanlı kurbanların da kut törenlerinde sunulduğu görülmektedir. Bu ibadet için inançlar sunaklar ayırmış bu ritüele büyük önem vermişlerdir. Türk kültüründe daha çok kansız kurban görülmekte, kurban olarak seçilen hayvana yük vurulmamakta, yünü kırkılmamakta, sağlıklı ve güçlü olmasına önem verilmektedir. Bu aynı zamanda yaratıcıya duyulan saygı göstergesidir. Bu hayvan yılın belirli bir ayında ormana bırakılmakta Tanrıya hediye edilmektedir. Bir Altay şamanı kurban için Tanrıya verilen rüşvettir der. Neden kurban sunarız Tanrı’ya yakınlaşmak için mi? Ama Nietzsche, Tanrı öldü der! Tanrı nasıl ölür ki?... Etten kandan kemikten midir? Tanrıyı işssiz/işlevsiz bırakır hükümlerini folklorik zemine çekip kalıplara dökerek öldürürsünüz. Ezelden ebede başı sonu olmayan yaratıcı nasıl öldürülebilir? Eğer O’na olan inanç ve güven azalırsa Tanrı otorite olmaktan çıkar o heroiczamanların bütüncül yüce kudreti bin parçaya bölünür modern zaman insanınınki gibi herkesin bir tanrısı seviyesine indirgerseniz öldürürsünüz. Esasında Tanrı öldü ifadesi ateizmi çağrıştırsa da kültürün geldiği noktanın ifadesidir. Eşrefi mahlukat olmadığımız günümüzde kesinleşti, evrenin merkezinde de değiliz artık, bedenimizde ev sahibi bile değiliz. Nietzsche, “elimizde bir bıçak var kanlı bir bıçak ne korkunç varlıklarız ki Tanrıyı öldürebildik der.” Aslında bu bir kültür eleştirisidir. Tanrı sonsuz merhamet sahibidir…günahlarınız ölçüsünde cehennemde kalıp yanacaksınız sonra ebedi cennete geçeceksiniz. Cehennemde yok olmuyorsunuz Tanrı sizi yine de önemsemekte belli bir süre yanmanıza göz yummaktadır. Ateşte yanmak mitolojilerde ölümsüzlüğe kavuşmak anlamına gelmektedir. Demeter, kralın oğlunu küçükken ateşe tutarak ondaki ölümlülüğü yakıp ölümsüz yapmaya çalışıyor bu tek tanrılı dinlere yön veren güçlü bir mittir. Yanacaksınız ölümsüzlüğe kavuşacaksınız. Eskatolojive soteryolojik görüşler kötülerin dahi bir kurtarıcı tarafından kurtulmalarını anlatır. Cehennem ateşi tanrısal bir ateş olarak kötülükleri yakarak acıya sebep olan unsurları yok ediyor. Bu düşünce olmasa Şeyh Galip ateş redifli gazelini yazar mıydı?
Gül âteş gülbün âteş gülşen âteş cûybar âteş
Semender-tıynetân-ı aşka besdir lâlezâr âteş
—
Mürekkebdir vücûdı ta ezel yekpâre sûzişten
Anâsırdan meger uşşâka olmuştur duçâr ateş
İnsanoğlunun en büyük cezası ölümlü oluşudur. Adem ile Havva bilgelik meyvesini yedikleri için Tanrı tarafından cennetten kovulmuş ve ölümlü olsunlar denilerek “Adem’e sen geldiğin toprağa geri döneceksin” denmiştir. Ölüm ilk günahın sonucu, ölüm insana verilmiş bir cezadır. PekiGazzeli çocuk neden hıçkırarak “artık çok yoruldum, ölüp dinlenmek istiyorum” demektedir. Ölüm bir ceza ve ateş ise cezaya neden razı olmaktadır. Nietzsche, Tanrı öldü der kendi kültür coğrafyasındaki insanlara. Müslümanlar Allah’ı öldürmediler, kurban ettiler. O’nun hükümlerini, iradesini, otoritesini folklorik zeminde uygulamaya çalışarak. Müslüman Müslümanın kardeşidir hükmü lafızda kaldı. Cuma günleri camileri doldurduk, hutbeden kurbanın faziletleri anlatıldı koç ne kadar sağlıklıysa köprüden geçişimiz de o derece kolay olacak denildi, kurban kesme adabı anlatıldı sabah bayram namazından sonra kesilmesi, kurban etiyle ilk yemeği yememiz özellikle belirtildi. Kurbanın bizim için nelere karşılık geleceği söylendi elindeki kağıttan okuyan imamlarımız tarafından, arada gazı almak için Ebabil kuşlarına siparişler verildi “ kahrolsun Siyonizm, kahrolsun İsrail” denildi hafiften ses yükseltilerek sonra da ey cemaat boş geçmeyelim cümlesiyle din kurtarıldı maalesef! Bugün Müslümanların bayram yapmaya hakları yoktur hele ki kurban kesmeye zira Allah’ı kurban ederek bu bayramı çoktan kutlamışlardır.
Eskatoloji mitleri her şeyin yıkılacağını ve o yıkıntının altından yeniden imar edilmeyi anlatır. Aydınlanmayla birlikte cehennemliklerin bile kurtarılması insanın kendi bilişsel sisteminden kaynaklanan antropolojik bir evrensele tekabül etmeği göstermekteyken yaşadığımız korkunç bir soykırım bazı insanların hiç cehennemden çıkmamasını istemektedir. İnsan kendi bilişsel seviyesi ile her şeyi biliyor da bir tek ölümü bilemiyor. Ölüm, büyük öteki! Ölüm, büyük bilinmez!Modern insan, kaderini eline almış, doğaya karşı bağımsızlığını ilan etmiş dolayısıyla Tanrıya da ihtiyacı kalmamıştır. Kültürün akümülatif bir biçimde gelişmesi sonucu insan kendi kaderinin tanrısı olmuştur. İnsanın karanlık çağlardan aydınlığa destanlarıyla çıktığı heroic çağın insanın kendinin farkına varmasını sağladığını kültür tarihi bize anlatır. Kendi farkına varan insanın kültür yolculuğunda geldiği nokta heroic çağın ve klasizmin akabinde romantizm ve modern zamandaki evrende bağımsız birer monat olmasıdır. Herkesin kendi evrenini yaratması, bütüncül olanın parçalara ayrılması kutsal olanın tezahürlerinin çoğalması Nietzsche’nin tanrıda var olan en üst yekpareliğin yitirilmesine ve öldürülmesine yapılan göndermelerdir. Tanrının ölümü insanı korkunç bir yalnızlığa, depresyona sevketmektedir Her şeyi Tanrı bilir Tanrı bizi kurtarır anlayışı yıkılmakta ölen tanrının maskeleri ve personaları etrafta dolaşmaktadır. Evet Nietzsche, Batı kültürü içerisinde kendi insanı için Tanrı öldü demiştir. Bunun bizdeki karşılığı Tanrının zevklerimiz, statümüz, mal ve mülkümüz, irademiz ve gücümüz için kurban edilişidir. Hele ki Gazze soykırımı ile birlikte Doğu Türkistan’da yapılanlar ve kınamadan öteye gitmeyen tepkiler bunu göstermektedir. Sabah erken kalkın bayram namazına gidin imamın hutbesini dinleyin bir iki cümle ile kınayın namaz bitişi bayramlaşın temiz güzel elbiseler giyip “sizin ki ne kadar çıktı? Bizim bu sene hep yağdı…aman amaç kan akıtmak değil mi muhabbetlerine girin vicdanınızı rahatlatın. Bir Gazzeli çocuğun “sizi Allah’a söyleyeceğim” deki vebalden kaçamazsınız. Fazla et tüketmeyiniz sağlınız bozulmasın ey Müslümanlar! Hayırlı bayramlar…