
Önce Babalar Ölsün…
Doç. Dr. Birol Azar
Önce Babalar Ölsün…
Erkeklik biyolojik bir durum olmakla birlikte bizim gibi toplumlarda babalık ile sosyal bir olgu haline gelir, erkeğin toplumsal konumu, kimlik inşası ve rollerindeki karmaşıklıkları gideren tek sihirli kelime baba oluşudur.“Erkekliğini ispat etmiş erkeklerin konumu” gibi tanımlamalar da yapılmakla birlikte erkekliğin son aşaması olarak görülen ve hak edilerek elde edilen babalık rolünün hayatın geri kalanında sürdürülmesi beklenir. Bu süreç kültürlerde çok farklı anlamları barındırmakta ama neticede baba bir yapıya eklemlenmiş eklenti oluşu her halükarda hissettirilen bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Kökeni Yahudi mitoslarına dayandırılan zamanla evrensel kültürün bir parçası olan sırf ayıp olmasın babından idare-i maslahata maruz kalan bu kurum yer yer fark edilen ihtiyaçtan yokluğu hissedilen anneler gününden, yaş günlerinden, kadınlar günü, sevgililer günü gibi gün lig kategorisinin son sırasında yer alan her an küme düşme endişesi taşıyan bir gün hükmündedir. Halbukikültürde yaratıcıyı tanımlarken Allah baba sonra çok kızar demişiz, devlete baba demişiz, evliyaya baba demişiz Müslüm’e baba demişiz ama İbo’ya dememişiz! Kime niçin baba demiş kime dememişiz? Mert olana, cömert olana, yiğit olana, halden anlayana, kendinden başka herkesi düşünene, iyiye kısaca güzel haslet kimde ise ona baba demişiz. Çünkü o sığınılacak güvenli alandır. “ yetim çocuk kız sevmiş, arkası yok korka korka dolanır” mısrasında ki arka babadır. Bir çocuğun adımını sağlam atması, sesinin gür çıkması, gözlerindeki ışıltı, varlığını hissettirmesi, dik yürümesi babasısayesindedir. Baba tanımlanırken genelde annelik rolünün yanına entegre edilerek tanımlanır ki zaten baştan tanımlanma aşamasında kaybetmiştir.
17. ve 18. Yüzyıllardan itibaren büyük ihtimal yaşamın şekillendirdiği otoriter bir baba duruşu Avrupa sosyal yaşantısında kendini hissettirirken, kültürümüzde bu otoriter duruş çok daha eskilere gitmekte Divanü Lügati’t Türk’te ve Kutadgu Bilig’de çocuğun yetişmesinde baba temel figür olarak görülmektedir. “Kiçigde ata ıdsa oglın yava Oguldınyazuk yok atadın cefa” Baba çocuğunu küçüklüğünde başıboşbırakırsa, kabahat ve suç çocukta değil, babadadır. “Yava ıdmaboşlag yıga tut kısa Yıga tutsa oglan bulur kut basa” Serbest ve başıboş bırakma, sıkı tut ve kötü hareketlerine engel ol, çocuk sıkı bir terbiye altında bulundurulursa, sonunda bahtiyar olur. “Kamug erdem ögret ogulka tükel Ol erdem bile bu tere birge mal” Oğulu başıboş dolaşmağa bırakma; başıboşkalırsa, her tarafa gider ve yazık olur. Görülüyor ki çocuğun ileriki yaşantısındaki her halinden baba sorumludur. Anadolu’da baba damdır; örten koruyan, saklayan, çeperdir; çocuğunu eğiten, kötülüğe yönelmesini engelleyen (o yüzden yaramaz yetimlere çepersiz büyürse olacağı budur denilir…), baba tutamaktır, elinizi yakacak ne varsa babayla tutarsınız, sendelerseniz babanız en iyi tutamaktır, rol olmak zorundadır, hayatın her anında çocuklarının yanında olmalı ve vermeli zaten varlığı bu temel iki olguya bağlı olan bir varlıktır. Bunları yaparken de otoritesini sarsacak davranışlardan kaçınması gerekir. Sevgisini anne gibi gösteremez, ağlayamaz, aciz görünemez, yok diyemez o tamam olmak güçlü görünmek zorundadır. Toplum ona bu rolü vermiştir. Yaşlılığında, yapamadığı her seyi utanma pahasına yapmaya veya çocuklarına gösteremediklerini torunlarına göstererek telafi etmeye çalışır. Hayatı gel- gitlerle, paradokslarla, bir yerlere yetişmelerle geçer. Her eksiği tamamlamak, sorunu çözmek kahraman olmak ama pelerin giymemek kaderleridir. Babalık zorlu bir süreçtir, omuzunda dünyayı taşımak, evlatlarını hayata hazırlamaktır. Gözü açık gitmeden yuva kurmalarını sağlamak, hayata tutunmalarını görmek içinçırpınırlar. Bunları yaparken anne gibi ön plana çıkmaz, annenin anlattığı kadar, annenin taktir ettiği kadar hafızalarda kalır sevilir veya….çoğu evde kurbandır yer yer evin direği ama aynı zamanda fon karakter ve figüran da olabilmektedir. Hiçbir zaman anlaşılmayan kimsenin de anlamaya çalışmadığı, taktir edilmeyen, yetemediği durumlarda görünmez olan, değersizleştirilen ama her sabah kalkıp işe gidendir. Laplanche’a göre, her bebek hayata ebeveynlerinin verdiği algı ötesi mesajlarla başlar. Bu mesajlar yalnızca sözel olmamakla birlikte jestleri, koklama duygusunu, ses gibi ifadeleri de kapsamaktadır. Bu mesajlar farkında olmadan bebeğe iletildiği için bilinçdışıdırlar. Bebek bunu ileriki yaşlarda da hatırlar ve uygulamaya döker. Ninniler daha anne karnında iken başlayan belli bir yaşa kadar çocuğu sakinleştirmek veya uyutmak anne tarafında için söylenilen ezgili bir türdür. Bu türün çocuk eğitiminde farklı alanlarda pek çok faydası olduğu pedagoglar tarafından ileri sürülmüş olmasına rağmen annenin daha bu çağda çocuğun beynine babasını ve baba tarafını öcü gibi göstermesi, kötülemesi, olumsuz ne varsa babaya ve tarafına yüklemesi çocuğun büyüdüğü zaman tarafını seçmesindeki en büyük etken olması gözlerden kaçmakta, her çocuğun otomatikman anne tarafını gerçek, öz, hakiki tarafı bilmesine baba tarafını ise bayramda gidilecek taraf olarak görmesine yol açmaktadır.
Babası deve
Gelmez eve dıngı da dıng
Anneannesi hanım
Bi top altun
Dıngı da dıng
Babaannesi yılan
Boynuma dolan
Dıngı da dıng
Teyzesi güzel
Dünyayı gezer
Dıngı da dıng
Halası katır
Hiç bilmez hatır
Dıngı da dıng
Dayısı doktor
Bilmediği yoktur
Dıngı da dıng
Amcası keçi
Gırıla gıçı
Dıngı da dıng
Fedakar, destekleyici, koruyucu, ekmek kazanıcı, rol model, yol gösterici, hoşgörülü, anlayışlı, denetleyici, her an yanınızda olan, gece gündüz demeden çalışan, önceliği hep ailesi olan 21 yüzyıldaki ideal baba tipi her erkeğin baba olduğu anda devreye giren üstün yetenekleridir. Baba evlat ilişkisi tarihi süreçte hep sıkıntılı olmuş, iki rakip gibi gösterilmiş psikoanalitik yaklaşımlar babayı kötü olarak lanse etmiş, baba bulunduğu ortama hep fazla gelmiştir. Belki de bu yüzden erkekler önce biz ölelim derler zira kadın her yere sığar erkek evinden başka bir yere sığmaz sığamaz. Bu yüzden babalar ölsün önce gözleri açık gitmeden…biyolojik olarak, olmayarak baba olan baba gibi davranan babalığı hissettiren babaların günü kutlu olsun…